Hoş Geldin 2022! Hoş Geldin Turizm Sezonu!
2022’nin ilk çeyreğinde 2021’den miras kalan tehlikeli bir döviz sarmalıyla karşı karşıyayız. Türk Lirasının tekrar değer kazanabilmesi için, ekonomideki cari açığın süratle kapatılması gerekmektedir. Bu reçeteyi uygulayabilecek en güçlü ilacı satan eczanenin Türk Turizminde satıldığını bilmek ve bunun bir parçası olarak hastalığa çare olmak üzüntümüzü ve endişelerimizi bir nebze olsun hafifletiyor… Ancak bu beklentilerimizin gerçekleşmesi satış ve pazarlama faaliyetlerimizin doğru yönlendirmesinden geçiyor diye düşünüyorum. Satış ve Pazarlama? Sanırım öncelikle dilimize pelesenk olmuş ‘satış ve pazarlama’ kavramlarını sanki bütün bir ifade gibi kullanmaktan vazgeçmeli, işletmelerimizde ki ‘satış ve pazarlama’ departmanlarının isimlerini değiştirmeliyiz. Öyle ki, kısaca; bir ürünün üretiminden son tüketicinin geri dönüşüne kadar devam eden koca bir süreç olan pazarlama sürecini, içerisinde ki bir faaliyet alanı olan ‘satış’ ile eş değer tutmak, hem pazarlamaya hem de sektör gelişimine bir nebze haksızlık etmek olacaktır. Bu iki kavramın bir arada kullanılması, doğrudan İngilizce ’den alıntıyla (Sales and Marketing) kavramsallaştırılmasından kaynaklanmaktadır. Oysa ki pazarlama aşamasında gerekli alt ve üst yapının sağlanarak kurumsallaştırılması konusunda Türk turizm sektörünün eksikleri olduğu gözlemlenmektedir. Ülkenin turizm açısından tüm bileşenlere sahip olmasına rağmen pazarlama eksikliklerinden ötürü turizmden yeterli payı alamamasına neden olmaktadır. Bu eksiklikler tamamlanmadan, satışa yüklenmek, tüketicinin doğru mesajı alamamasına ve dolayısıyla satış beklentilerinin gerçekleştirilememesine sebep olmaktadır. Bu eksiklikler uzmanlaşarak giderilebilir. Bu uzmanlaşmanın geleneksel satış ve pazarlama tekniklerinden ziyade çağın beklentilerine karşılık verebilecek ve onları cezbedecek uygulamalar üzerine olması faydalı olacaktır. Özellikle Z ve Alfa kuşağını etkilemenin en önemli yollarından biri olarak dijital turizm, hikayeleştirme ve oyunlaştırmadan geçmektedir. Dijitalleşmenin olmadığı bir pazarlama etkili olabilir mi? Sorusunu akıllara getirmektedir. Bu sebeple dijitalleşmenin pazarlamaya uyarlanması hayati önem taşımaktadır.
Peki, dijital pazarlamanın % 30 oranında büyüyeceği, hijyen ve güvenliğin ön planda tutulacağı, boş zaman tatillerinin artacağı, kişisel isteklerin ön planda tutulacağı, yerel unsurların daha değerli olacağı ön görülen bir turizm sezonu beklentileri için satışlarımızı artırmak, pazarlama sürecini doğru yönlendirmek için neler yapabilir? Bu konu ile ilgili birçok öneri olmasına rağmen öncelikli hedefimiz, işletmemizin hizmet sunacağı pazarı doğru seçmek ve işletme hedeflerimizi doğru belirleyebilmekten geçiyor. İşletme hedeflerimizi doğru belirleyebilirsek, doğru bütçelendirmeler yapabiliriz. Hangi bütçe kalemlerinde tasarruf sağlamalı, hangi bütçe kalemlerinde ki maliyetlere katlanmalıyız? Ya da hangi finansal kaynaklar için bütçeler arası kaydırmalar yapabilir? Bu soruların cevaplarını, ekonomik sorunlar yaşamamamız açısından işletme hedeflerimizi belirlerken dikkatle değerlendirmeliyiz. Sonrasında hedef pazarımızı işletme olanaklarımız ile doğru yönlendirmeliyiz. Son yıllarda işletmenin faaliyetlerini daha büyük kitlelere duyurabilmesi adına kullandığı en önemli pazarlama araçları olarak influencerlar, youtuberlar ve blogger lar gelmektedir. Kitleleri peşinden sürükleyen bu kişilerin, hedef kitlelerin karar verme süreçlerindeki etki düzeyleri çok yüksektir. Özellikle son dönemlerde ünlü kişilerle verilen reklamların maliyetleri göz önüne alındığında, hedef pazarda faaliyet gösteren etkileyiciler/influencerlar belirlenerek, bu kişilerle daha samimi reklamları sosyal medya ve internet erişiminde kullanabilirsek satışlarımızı artırabilmiş olabiliriz diye düşünüyorum…
2020, 2021 yıllarında % 35’er oranlarda büyümüş bir dijital pazarlama sahasının 2022 yılında % 30 artacağı ön görülüyor ise sizce de işletme web sitelerimizi daha etkin kullanmamız gerekmez mi? Turizm sektörü düşünüldüğünde, dünyada gerçekten iyi hizmet sunan bir ülkeyiz. Gerçekten verimli bir uygulama olmuş güvenli turizm sertifikalarını bir pazarlama unsuru olarak kullanamaz mıyız? Tüketici ihtiyaçları ve talepleri günden güne değişiklik gösteriyor. Bu değişiklikler ve talepler dikkatle analiz edildiğinde ve bunlara yönelik yapılan uygulamalar arttırıldığında başarılı olmak kaçınılmaz olacaktır. Özellikle pazarlama uzmanlarının kuşak faklarını iyi analiz etmesi bu başarıyı daha yukarılara çıkaracaktır. Günümüzde yerele olan tutku, sürdürülebilirlik kavramına oluşan sempati ve deneyimlemeye olan ilginin de gün geçtikçe arttığı aşikardır. Öyleyse, sürdürülebilirliği, yeşili, bulunduğumuz yöreye olan yakınlığımızı ve yöresel ürünlerimizi (gerek gastronomik, gerek kültürel, gerekse sosyolojik) hedef pazarımıza sattığımız ürünlerin yanında göstermemiz, rekabet avantajı yaratma noktasında önemli unsurlar değil midir? Rekabet avantajında rakiplerimizden bir adım öne geçmek istiyorsak hayaller ve gerçekleri birleştirebileceğimiz uygulamalara yönelmemiz gerekmektedir. Bu konuda dijital pazarlama kapsamında değerlendirilen deneyimsel pazarlama, hikayeleştirme ve oyunlaştırma gibi uygulamalar büyük önem arz etmektedir. Tüm bunları düşündüğümüzde, turizm sektörünün büyüyeceği öngörüleri ile birlikte, pazarlama faaliyetlerimizi, dijital pazarlama ekseninde yoğunlaştırarak, hijyenin, sürdürülebilirliğin, güvenliğin ve yerelin ön planda tutulduğu tanıtım faaliyetlerinin yapılması, pandemi döneminde aldığımız kredilerin ödenip, işletmelerimizin bankaların olmasının önüne geçilmesi ve 2023 beklentilerimize derin bir nefes alarak geçişimizin sağlanması noktasında önemli unsurlar olduğunu düşünüyorum.
Hoş geldin yepyeni deneyimlerin beklediği 2022 turizm sezonu!